Kukla, Ahmet Ümit'in siyasi komplo ve cinayet türündeki kitabıdır. Gazetecilik ve derin devlet gibi konuları da yan hikaye olarak işlemektedir.
Polisiye günümüzün en popüler türlerinden biridir. Her yıl sayısız polisiye roman yayımlanıyor. Bu kadar eserin arasından öne çıkmak için kitabınızda özgün öğeler bulunması gerekiyor. Kukla'da bu anlamda polisiye olmanın yanında hayata dair bir kitap olmanın izlerini taşıyor. Kitap nihilist bir karakterin ağzından yazılmış. İnsanların hayat döngüsündeki amaçsızlığını anlatılıyor. Belki polisiye olmadan sadece bu tarz bir kitap bile olabilirmiş.
Doğan siyasi güçlerin çatışmalarını ortasında kalmış ve nihayetinde her şeyini kaybetmiştir. Çıkışı olmayan bir dünyada kendi sonunu hazırlamaktadır. Uzun yıllardır görmediği kardeşiyle iletişim kurar.
Derin devlet ve güç savaşları söz konusu olduğunda hem kukla hem oyun kurucu olabilirsiniz. Yazarın amacı belki de bize bunları sorgulatmaktır. Hikaye de kafa karışıklığı oldukça fazla denilebilir. Ama türe aşina biriyseniz bu sizi çok etkilemez.
Adnan gazetecilik tutkusundan uzaklaşmıştır. Tehlikeli görünen bu işlere bulaşmak istememektedir. Ama bir yandan da içgüdüleri onun rahatsız eder. Ne hissederse hissetsin pek bir şansı olmaz. Yavaş yavaş bu komplonun içine çekilir. Doğan'a bile sempati duymaya başlar.
Kimin yönettiği belli olmayan bu orkestrada herkes kendi payına düşen görevi yapmak zorundadır. Roller onların çok daha ötesindeki güçler tarafından paylaştırılmıştır. Ama bir kez girdiniz mi artık çıkmak pek mümkün değildir. Adnan'ın sadece kendisi değil ailesi de risk altına girmiştir.
Doğan ise artık tükenmiş ve çıkış yolu için her şeyi göze alabilecek bir pozisyona gelmiştir.
Doğan karakteri üzerinden gençlerin aidiyet duygusu ve bunun politik amaçlarla kullanılması işlenmiş. Karakter çok daha açılabilirdi. Kitap boyunca onunla ilgili toplanan parçalar çok üst seviye bir ajan görünümü veriyordu. Karakter zaman zaman yerliden ziyade yabancı portresi bile çizdi. Ama bu tarz insan profillerinde hep bir benzerlik bulunur. İyi yazılmış karakterlerin hikayesi okuyucuya her zaman daha uzatılabilir ya da devam ettirebilir gibi gelir. Bu çerçeve de Doğan'da dair hikaye daha da yazılabilirdi. Adnan'ın hayatındaki tekdüzelik Doğan'ın komplolarla örülü yaşamıyla oldukça tezat kalıyor.
Etkileyici kısımları fazla olmakla birlikte kitabın temposu sürekli değişiyor. Çok yavaş ve çok hızlı bölümleri var. Politikayla ilgili olan kısımlar daha fazla olabilirdi. Gazetecilik ile ilgili bölümler ise oldukça zevkliydi. Sektöre dair kısa da olsa bir bakış sunuyor. Cinayetler ve komplolar sonradan hikayeye dahil oluyor. İkici kısımdan itibaren daha çok heyecanlı hale geliyor. Bazı zamanlarda kitabın ilk yarısı ve ikinci yarısı farklı iki kitap gibi gelebilir.
Çeteler ve çetelerin kullanımı gibi bir konuyu işleyen bir kitap daha heyecanlı olabilirdi. Bu tam olarak eksik sayılmamakla birlikte beklenti ile pek uyuşmuyor. Kitabın ilk bölümündeki hayata dair farklı bakış açıları oldukça güzel olmuş. Kendi başına bir kitap olsaydı okuyucuyu yalın bir öykü olarak tatmin ederdi. Bununla birlikte başarılı bir kitap olduğundan rahatlıkla seçip okuyabilirsiniz.
Polisiye günümüzün en popüler türlerinden biridir. Her yıl sayısız polisiye roman yayımlanıyor. Bu kadar eserin arasından öne çıkmak için kitabınızda özgün öğeler bulunması gerekiyor. Kukla'da bu anlamda polisiye olmanın yanında hayata dair bir kitap olmanın izlerini taşıyor. Kitap nihilist bir karakterin ağzından yazılmış. İnsanların hayat döngüsündeki amaçsızlığını anlatılıyor. Belki polisiye olmadan sadece bu tarz bir kitap bile olabilirmiş.
Kukla Konusu
Kitap biri gazeteci diğeri ise tetikçi olan iki üvey kardeşin etrafında dönüyor. Adnan artık eski idealizmini ve meslek hırsını kaybetmiş bir gazetecidir. Hayat macerasında git gide dibe sürüklenmektedir. Bu akışı tersine döndürecek herhangi bir olay da görülmemektedir. Ancak kendisi kadar bitkin görünen üvey kardeşinin karşına çıkması onu bir ikileme sokar. Karanlık bir dünyaya batmış üvey kardeşine yardım etmeli midir?Doğan siyasi güçlerin çatışmalarını ortasında kalmış ve nihayetinde her şeyini kaybetmiştir. Çıkışı olmayan bir dünyada kendi sonunu hazırlamaktadır. Uzun yıllardır görmediği kardeşiyle iletişim kurar.
Derin devlet ve güç savaşları söz konusu olduğunda hem kukla hem oyun kurucu olabilirsiniz. Yazarın amacı belki de bize bunları sorgulatmaktır. Hikaye de kafa karışıklığı oldukça fazla denilebilir. Ama türe aşina biriyseniz bu sizi çok etkilemez.
Adnan gazetecilik tutkusundan uzaklaşmıştır. Tehlikeli görünen bu işlere bulaşmak istememektedir. Ama bir yandan da içgüdüleri onun rahatsız eder. Ne hissederse hissetsin pek bir şansı olmaz. Yavaş yavaş bu komplonun içine çekilir. Doğan'a bile sempati duymaya başlar.
Kimin yönettiği belli olmayan bu orkestrada herkes kendi payına düşen görevi yapmak zorundadır. Roller onların çok daha ötesindeki güçler tarafından paylaştırılmıştır. Ama bir kez girdiniz mi artık çıkmak pek mümkün değildir. Adnan'ın sadece kendisi değil ailesi de risk altına girmiştir.
Doğan ise artık tükenmiş ve çıkış yolu için her şeyi göze alabilecek bir pozisyona gelmiştir.
Genel Değerlendirme
Kuklayı hayata dair bir kitap olarak düşünürsek çok başarılı denilebilir. Ama polisiye olarak değerlendirirsek ancak ikinci yarısından itibaren hızlanıyor. Kişinin kendine dair sorgulamaları politik sorgulamaların önüne geçiyor. Kapitalizm, günlük yaşam, evlilik ve aile ilişkilerine dair düşüncelerle ana karakterle birlikte bizde aklımızda geziniyoruz. Öte yandan siyasi komplo şablonu oldukça düz şekilde ilerliyor.Doğan karakteri üzerinden gençlerin aidiyet duygusu ve bunun politik amaçlarla kullanılması işlenmiş. Karakter çok daha açılabilirdi. Kitap boyunca onunla ilgili toplanan parçalar çok üst seviye bir ajan görünümü veriyordu. Karakter zaman zaman yerliden ziyade yabancı portresi bile çizdi. Ama bu tarz insan profillerinde hep bir benzerlik bulunur. İyi yazılmış karakterlerin hikayesi okuyucuya her zaman daha uzatılabilir ya da devam ettirebilir gibi gelir. Bu çerçeve de Doğan'da dair hikaye daha da yazılabilirdi. Adnan'ın hayatındaki tekdüzelik Doğan'ın komplolarla örülü yaşamıyla oldukça tezat kalıyor.
Etkileyici kısımları fazla olmakla birlikte kitabın temposu sürekli değişiyor. Çok yavaş ve çok hızlı bölümleri var. Politikayla ilgili olan kısımlar daha fazla olabilirdi. Gazetecilik ile ilgili bölümler ise oldukça zevkliydi. Sektöre dair kısa da olsa bir bakış sunuyor. Cinayetler ve komplolar sonradan hikayeye dahil oluyor. İkici kısımdan itibaren daha çok heyecanlı hale geliyor. Bazı zamanlarda kitabın ilk yarısı ve ikinci yarısı farklı iki kitap gibi gelebilir.
Çeteler ve çetelerin kullanımı gibi bir konuyu işleyen bir kitap daha heyecanlı olabilirdi. Bu tam olarak eksik sayılmamakla birlikte beklenti ile pek uyuşmuyor. Kitabın ilk bölümündeki hayata dair farklı bakış açıları oldukça güzel olmuş. Kendi başına bir kitap olsaydı okuyucuyu yalın bir öykü olarak tatmin ederdi. Bununla birlikte başarılı bir kitap olduğundan rahatlıkla seçip okuyabilirsiniz.
